KAFKASYA
KARADENİZ’DEN HAZAR DENİZİ’NE
Kafkasya, Kafkas sıra dağlarının ikiye böldüğü, kuzeyde Don Ağzı, Maniç çukurluğu ve Kuma Ağzı hattından, güneyde Aras nehri ve Kars platosuna kadar uzanan bölgenin adıdır. Doğal sınırlarını batısında Karadeniz, doğusunda ise Hazar Denizi oluşturur. Kafkas Dağları Taman Yarımadasından başlayıp, güneydoğu istikametinde uzanarak Apseron (Hazar) Yarımadasına ulaşır. Uzunluğu 1440 km den fazladır. Genişliği ise 50 ila 225 km arasında değişmektedir. Bu sarp dağlar batıdan doğuya doğru üç ana kısımdan meydana gelir.
Birinci kısım Taman yarımadasından Kuban nehrinin kaynaklarına kadar uzanır. Orta Kafkasya ise Kuban Vadisinden Deryal geçidine kadar uzanır. Dağların en sarp ve yüksek kısmı buradadır. Yüksekliği 5633 m. olan Elbruz ve yine yüksekliği 5047m olan Kazbek zirveleri burada yer alır. Böylece Batı ve Orta Kafkaslar sarp, son derece engebeli ve geçit vermeyen özellikleri nedeni ile Rusya’ya karşı direnen Kafkasyalıların son sığınaklarını teşkil etmiştir. Doğu Kafkaslar ise, Daryal geçidinden Asperon yarımadasına kadar uzanır. Burada dağlar alçalır ve yayvanlaşırlar. Daha çok yüksek platolar hakim manzarayı teşkil eder. Hazar Denizine doğru ise bu platolar kademeli olarak alçalır ve yok olurlar.
Bu bölgenin merkezinde Dağıstan Platosu yer alır. Bu bölgenin batısı daha engebeli ve yüksek olduğu için oraya nüfuz edilmesi zordur. Ancak Hazar Denizine doğru arazi yapısı daha yeknesak bir hal alır ve içine girilmesi daha kolaydır. İşte bu nedenle, Kafkasya’da Rusya’ya karşı çatışmalar daha çok Çeçen İnguşların ve Avarların yaşadıkları Daryal geçidine doğru olan kısımda daha şiddetli olmuştur.
Kafkasya akarsuları genellikle kaynaklarını Kafkas dağlarının kar ve buzullarla örtülü tepelerinden alırlar. Derin vadiler oyarak dağlardan indikten sonra kaynaklarını zaten bu dağlardan alan Kuban, Terek, Sulak, ve Kura nehirlerine kavuşurlar.
Kafkaslar coğrafyası yüzyıllardır birçok etnik grubu bünyesinde barındırmaktadır. Bu gruplar günümüzde, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, ve Türkiye (Kars-Artvin) sınırları içinde yaşamaktadırlar.
Kafkaslar ismi yıllardır kafamı kurcalamış içinde yaşayan etnik grupların yaşamlarını hep merak eder olmuştum. Macera ruhu taşıyan bir grup arkadaşımla Kafkaslar coğrafyasının zengin kültürü, doğası ve tarihini keşfetmek üzere 4x4 araçlarımızla yola koyulduk. Bu coğrafyayı iyi bilmemden dolayı yerel dostlarımın sayesinde güvenli bir yolculuk bizi bekliyordu.
Rota: Doğu Karadeniz (Trabzon başlangıç) –Gürcistan-Azerbaycan-Hazar Denizi
Yol: 5000 km (gidiş dönüş)
Süre: 15 gün
Grup: 17 kişi ve 6 cip (4x4)
Transkafkaslar bölgesini geçerken zaman zaman zor geçitler, bazen de etnik kültürlerle karşılaşmak umuduyla yola çıkmıştık.
Bu yol üzerinde Türkiye rotasında: Trabzon ve çevresi, Uzungöl, Ayder yaylası, Fırtına vadisi, Zil kale, Çamlıhemşin, Rize, Borçka, Karagöl, Hopa, Sarp
Gürcistan rotasında: Batum, Kobuleti, Poti, Gori, Kutaisi, Thilva, Borjomi, Tiflis, Logedekhi
Azerbaycan rotasında: Balaken, Şeki, Gebele, İsmaliye, Lahiç, Şamahi, Bakü, Gence, Kazax takip edilmiştir
Kafkasya’nın iki önemli ve her zaman açık olan geçidi vardır. Bunlardan biri Daryal geçididir. Geçidin deniz seviyesinden yüksekliği 2379m dir. Vladikafkası Tiflis’e bağlayan ve “Rusların Gürcü Askeri” yolu dedikleri yolda buradan geçer. Orta ve Güney kesimleri üzerinde Osetler yaşarlar. Bu geçit Kafkasya’yı siyasi, askeri ve hatta sosyal yönlerden iki ana parçaya ayırır. Gürcistan’nın Rusya’ya bağlanmasından sonra bu geçidin önemi daha da büyümüştür.
Daryal’dan başka ikinci önemli geçit de Derbent geçididir. Bu geçit Hazar Denizi kıyısı boyunca uzanır ve genişliği 1.5km ile 30km arasında değişir. Dağıstan’da bu iki geçit kadar önemli olmasa da Avar, Karayan Sol ve Mamison geçitleri yer almaktadır.
Kafkasya’nın etnik grupları; Çerkesler, Abhazlar, Gürcüler, Svanlar, Çeçen-İnguşlar, Osetler, Tatlar, Kumuklar, Karaçay-Balkarlar, Nogaylar.
Bu toplulukların birçoğu bugün Rusya Federasyonu toprakları sınırları içinde yer almakta, kalan kısmı ise, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ve Türkiye topraklarında yaşamlarını sürdürmektedirler.
Kafkaslar gezisi sadece yol yapmanın zevki yanı sıra kültürel zenginliği ile de keşfetmenin doyumsuzluğuna ulaştırmaktadır. Coğrafyada Türkçe dilinin yaygın olması ve kültürlerin Anadolu yaşamına, insanına benzerlikleri ile öne çıkması müthiş bir serüven oluşturmaktadır. Yol boyunca Çoruh nehrinin bir kolu olan Kura nehri bize Hazar Denizine kadar eşlik ederek Türkiye topraklarının kokusunu da yanımızda taşıması yolculuğu keyfe dönüştüren bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır.
Karadeniz’den Hazar Denizine ya da diğer adı ile Trabzon’dan Bakü’ye uzanan bu yolda rahatlıkla yolculuk yapabilir ve yerel halktan yardım alabilirsiniz.. Kafkasya keşfedilmeyi bekliyor, zaman varken bence ilk tatilinizi bu bölgelere ayırtmanızı tavsiye ederim..
Farklı rotalarda buluşmak umuduyla.
Hepiniz sevgiyle kalın.
Melih Eriş
Yorumlar -
Yorum Yaz