ÜRDÜN - PETRA
ANTİK PETRA KENTİ
Gezgin kimliğimle dünyanın birçok köşesine geziler yapmış olmama rağmen hiçbiri bana göre geçmişimize açılan, geleceğe de dair dersleri oluşturan büyüleyici bir pencere niteliği taşıyan Petra’nın etkisini bırakmamıştı. Nebatilerin kumtaşından yarattığı Petra, mimari alandaki mucizeleri ve doğal güzelliği gibi insanlığa sunduğu derslerin kalıcı olması nedeni ile benim gibi tüm gezginlerin kalbinde taht kurduğuna inanıyorum.
İki bin yıllık bir sırrı saklıyor Ürdün çölleri. Sapasağlam ama insansız evler, gülkurusu rengindeki kayalara oyulmuş dev binalar, hiç ummadıkları anda şiddetli bir sesle helak olan Semud kavminin feci akıbetini fısıldıyor gezginlere. Hz.Salih Peygamberin yaşadığı yer olarak ta bilinen ve Ortadoğu'nun en görülmeye değer turistik cazibesi Petra, Ürdün'ün Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasındaki toprakları üzerinde yer alan bir antik kenttir. Petra ile ilgili Ürdün’deki yaygın kanı ise Kur’an-ı Kerim’de yok edildiği bildirilen kavimlerden Semud’un yurdu olduğu sanılmaktadır. Semud kavminin yurdu Kur’an’da Hicir ismiyle anılmaktadır.
Hazreti Hud’un gösterdiği yola iman etmemekte ayak direyen Ad kavminin helakinden sonra bu bölgeye yerleşen Semud kavmi de zaman içinde azgınlığa sapmıştı. Yaklaşık 10 bin kişilik nüfusa sahip olduğu tahmin edilen Petra’da yaşayan Semud kavmi, Ad kavminin dillere destan yurdu İrem gibi azap yüklü fırtına ile yıkılıp gitmesin diye evlerini kayalara oymuşlardı. Hz.Salih onları putperestlikten çıkıp Allah’a iman etmeye çağırdı. Kur’an’da anlatıldığı şekliyle Semudlular, ‘Sen de bizim gibi bir insansın, eğer doğru isen bize bir mucize göster’ dediler. Mucize olarak gözlerinin önünde kayadan bir deve yaratıldı. Fakat onlar azgınlıklarından vazgeçmeyip deveyi kesip yediler. Hz.Salih, Semud kavminin başına gelecek felaketi haber verip inananlarla birlikte şehri terk etti. Geride kalanların ilk gün yüzleri sarardı, ikinci gün kızardı, üçüncü gün ise kapkara oldu. Bu belirtilerden felaketin gelmekte olduğunu anlayarak büyük bir korkuya kapıldılar. Korkudan çıldıranlar, hatta ölenler oldu. Sonunda korkunç bir ses gelerek Semud kavmini helak etti. Bir anda gelen o şiddetli ses Semud’un kayalara oyulmuş yurdunu sonsuz sessizliğe boğdu.
Hz.Muhammed ashabı ile Tebük seferine giderken yolu bu bölgeye uğradığında bölgeyi tanıttığı, hatta Hazreti Salih’in devesinin çıktığı kayayı bile gösterdiği kaynaklarda kayıtlıdır. Bu rivayetlerde dikkat çeken bir nokta da Hz. Peygamberin ashabını azaba sahne olan bu mekanda fazla oyalanmamaları, buradan su içmemeleri konusunda uyarmasıdır.
Petra ve Nabataean halkı zeki ve pratik insanlardı, onlar asla kendi milletine münhasır kalmaya inanmayan, yabancı kültür etkilerine açık insanlardı ve bu özellikleri kendi toplumlarına ait kültürle yabancı kültür bileşiminden ortaya yeni muhteşem bir kültür çıkardılar. Bunu, Petra’da yapacağınız kısa bir yürüyüşten sonra anlamak çok kolaydır. Kayaların üzerine ve içine doğru yapılmış oyma anıtlara baktığınızda, klasik Mısır, Mezopotamya ve yerel stillerin etkilerinin hepsi bir arada fark edilebilirsiniz. Petra, yabancı ve yerli kültür etkilerinin yansımasıdır. Petra’da, yaşamın ayak izlerini sürerken, düzensiz kaldırım yolları, zirai terasları, su toplama sistemleri, duvar resimleri ve tapınaklarının yanı sıra muhteşem tiyatrosu görülmeye değerdir. Tarihi tepeye ulaşıldığında, bu güzellik olduğu gibi ayaklar altına bir anda seriliveriyor. Taş basamaklardan inşa edilmiş dar sokaklardan içerilere doğru ilerledikçe emek ve ustalığın mucizevi örnekleri ile karşılaşmak insanı hayrete düşürmüyor değil! Petra vadisinin sonunda yer alan 800 basamaklı patikayı takip ederek Ad-Deir dağının içine oyulmuş Manastır’a ulaşabilir ve yemek molasını burada verebilirsiniz.
Şehir turu esnasında birçok Bedevi çadırı ile karşılaşıyor ve onları ikram ettiği çayı içebilir ve el yapımı takılardan alabilirsiniz.
14.yy dan itibaren, batılılar tarafından burası tamamen unutulmuşken, 1812 yılında İsviçreli bir gezgin olan J. Buchardt Petra’yı yeniden keşfederek, tarihin kapılarını tekrar aralamıştır.
Petra antik kentinde tiyatro, hazine binası, tapınak, ev gibi yapılar kireç taşına oyularak yapılmıştır. El-Khazna ve Roma döneminde yapılan sütunlu cadde, anfi tiyatro ve Hazine Binası en bilinen yapılardır. Ayrıca Indiana Jones üçlemesinin sonuncusu olan "Indiana Jones ve Son Macera" filminin çekildiği yerdir.
6 Aralık 1985 tarihinde UNESCO tarafından Dünya Kültürel Mirası listesine dahil edilmiştir. Peru'da yer alan Machu Picchu ile kardeş şehirdir. 7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir.
Suriye-Ürdün gezime Türkiye’den kendi 4x4 aracımla yola çıkmış ve Petra’ya kadar ulaşmıştım. Petra’nın girişinden itibaren şehrin içine yayılan lüks otelleri görmek buranın büyük bir turizm potansiyeli oluşturduğunu anlayabiliyorsunuz. Birçok sınıfta her kesime hitap eden oteller mevcut. Ben kamp yapmayı tercih ederek buranın tek kamp alanı olan Ammarin Bedouin Kamping'e yerleşiyorum. Petra içinde lüks ve vasat birçok restoran bulabilirsiniz. Şunu söyleyebilirim tuvaletleri oldukça konforlu ve temiz.
Musa Kanyonu'nda yer alan Petra’yı tam anlamıyla gezebilmek için tam iki gün ayırmanız gerekmektedir. Antik kent girişinde bileti iki günlük almak en ekonomik olanıdır. Kent 06.30-18.00 saatleri arası gezilebilir. 16.30’dan sonra ziyaretçi alınmıyor. Petra’yı kendi başınıza gezmeyi planlıyorsanız kapı girişindeki turizm ofisinden detaylı bir harita almanızda fayda var. Petra'nın derinliklerine doğru yol aldıkça zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Sırt çantanızda muhakkak su ve yiyecek bir şeyler bulundurmanızda fayda var. Kapıdan oldukça uzaklaşıyorsunuz. Petra vadisine ulaşabilmek için dar kanyonlar arasından yaklaşık 2 km kadar yürüyerek ulaşabiliyorsunuz. Bunun dışındaki seçenekler, yürümek istemezseniz; “taksi” olarak adlandırılan at ve eşek üstünde ya da atlı arabalar ile antik kente ulaşabilirsiniz. Ayrıca Petra antik kentinin içinde de deve kiralayıp gezmeniz mümkün olabilmektedir. Seçim size kalmış, tavsiyem tabi ki yürüyerek ve hissederek gezmek…
Farklı rotalarda buluşmak umuduyla.
Hepiniz sevgiyle kalın
Melih Eriş
Yorumlar -
Yorum Yaz