AURA NEDİR?
AURA
Birçok şekilde tanımlanabilen aura, maddeyi çevreleyen enerji alanıdır. Atomik yapısı olan herşey bir auraya, kendisini çevreleyen bir enerji alanına sahip olacaktır. Canlı maddenin atomları, cansız maddenin atomlarından daha aktiftir ve titreşimleri daha yüksektir. Bu nedenle ağaçların, bitkilerin, hayvanların ve insanların enerji alanları, yani auraları daha kolay saptanabilir ve görülebilir.
Aura'nın bulunduğu atmosferdeki beyaz ışığı çekerek renklere ayrıştırıp insan bedeninde varolan güç merkezlerine iletilmektedir. Bu enerji merkezleri “ÇAKRA” adıyla bilinmektedir. Ayrıca aura insan ruhunun, aklının gelişmesiyle ilgili olarak değişik renklerin sahibidir. O andaki fizik, ruh durumumunuz da auramızın renk ve netliğini etkilemektedir.
Aura üç temel katmandan ve beraberindeki ara katmanlardan oluşmaktadır.
Eterik alan, evrenden gelen ve çevremizde mevcut bulunan hayat enerjilerini vücudumuza iletmektedir.
Psikolojik alan, duygularımız üzerinde yıldızlarla, ruhsal dünyayla bağlantı oluşturmaktadır.
Zihinsel alan, düşünce şeklimiz üzerinde etkilidir.
Çift eterik alan, bu üç temel katmanın aralarında yer almaktadır. Bu temel katmanların uyumunu sağlamakla yükümlüdür.
Auranın Özellikleri
*Her aura kendine özgü bir titreşime sahiptir.
*Her aura diğer auralar ile etkileşim halindedir.
*Etkileşim ne kadar uzun süreli ve samimi olursa enerji alışverişi o kadar büyük olur.
*Aura ve auradaki değişiklikler, bireyin fiziksel, duygusal, mantal ve ruhsal özelliklerini yansıtır.
İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana aura denir. Bu alanın bir çok önemli fonksiyonu vardır. Evrensel enerjiyi vücudumuza alarak yaşamımızı idame ettirmemizi sağlayan çakralar aurada bulunurlar. Aynı zamanda vücudun çevresini sarmış bir kalkan görevi yapar. Eğer sağlam ve güçlü bir auramız varsa bize dışarıdan bir hastalığın yada negatif etkinin gelmesi düsünülemez. Ancak auramız zayıflamış veya yırtılmışsa negatif enerjilere ve hastalıklara çok daha açık hale geliriz. O halde auramızın güçlü ve sağlıklı olması fiziksel saglığımız açısından çok önemlidir diyebiliriz. Bunun yanı sıra ruhsal zihinsel ve duygusal sağlığımız açısından da auramızın sağlıklı ve güçlü olması gerekmektedir.
Aura Korunması
Zaman zaman aura enerjilerinizin zayıfladığı olasıdır. Bunun çeşitli nedenlerinden bazıları stres, aşırı yorgunluk, sağlığın bozulması ya da çevrenizden kişilerin sizden enerji "hortumlamaları" olarak değerlendirilebilir. Aura enerjilerinizin şu ya da bu şekilde azaldığını ya da doğrudan doğruya bir aura korunma gereksinimi hissederseniz, hemen uygulayabileceğiniz bir yöntem şudur:
Her iki elinizin baş ve işaret parmaklarınızdan birer halka oluşturun ve bu halkaları iç içe geçirin. Kendinizi bembeyaz bir ışıkla sarılı olarak tasavvur edin. Birkaç dakika içinde kendinizi daha canlı ve enerjetik hissedeceksiniz. Eğer her gün karşı karşıya gelmek durumunda olduğunuz kişi ya da kişiler sizin enerji yitirmenize neden oluyorlarsa, bu yöntemi her gün yinelemeniz yerinde olur.
Sadece zararlı stresten korunmak için vücudunuzu tepeden tırnağa güzel bir gök kuşağına sarılmış olarak tasavvur edebilirsiniz. Bu gökkuşağı koruma sadece stresi sizden atmakla kalmayacak, aynı zamanda size enerji vereceği gibi, sizi çevrenizde daha sevilir bir kişi haline getirecektir.
Başka bir yöntem de, doğrudan doğruya ve sadece kendinizi tertemiz ve bembeyaz bir ışığın içinde tasavvur etmektir. Bu korumaya, "koruyucu aura" da denir. Bu koruma size yönelik olumsuz her şeyi yansıtarak uzaklaştıracaktır. Bu beyaz ışığı, bir bakıma spiritüel bir zırhlı gibi olası olumsuz durumlara karşı kuşanabilirsiniz.
Elbette korunma, tedaviden daha iyi ve akıllıca bir tutumdur. Sağlıgmızla ilgili herhangi bir olumsuzluk sezinlerseniz, bu bir olasılık olsa bill' yukarıdaki yöntemlerden birini devreye sokrnakta tereddüt etmeyin. Unutmayın ki, eğer bedeninize iyi bakarsanız, o da size bakacaktır ve bunun yararlı sonuçları hemen auranıza da yansıyacaktır.
Unutmayalım ki olumsuz düşüncelerle tıkadığımız çakralarımız düzgün çalışmayınca eterik bedenimizde enerji akışında sorunlar oluşur. Bu durumlar auramızı etkiler ve auramızda yırtıklar, çöküntüler, yarıklar, gedikler oluşur. Koruyucu kalkanımız zarar gördüğü için negatif tesirli enerjiler bedenimize sızmaya başlar. Böylece hastalıklar için zemin hazırlanmış olur ve sağlığımızı kaybederiz. O halde herşeyin başı sevgi ve olayları hoşgörü ile karşılayabilmektir.
Renklerin aura sağlığı açısından önemi
Kırmızı, kırmızı renk uyarıcı etkisinden dolayı adrenalin salgılanmasına neden olur ve kan deveranını hızlandırır. Bundan dolayı tek başına ve doğrudan doğruya kullanılmamalıdır. Hemen ardından mavi ya da yeşil devreye sokulmalıdır.
Turuncu, Bireyde güven duygusunu artırıcı, kendisini iyi hissettirici, pankreası ve akciğerleri güçlendirici etkiye sahip olan turuncu rengin, bronşit, astım ve soğuk algınlıklarına da iyi geldiğini biliyoruz.
Sarı, depresyonu azaltan, zihni uyararak bireyi bir bakıma psikolojik bir coşkuya sürükleyen hoş bir renktir. Birinci derecede sinir sistemi üzerinde etkilidir ama kaslar ve genel canlılık üzerinde olumlu bir etkisi bulunmaktadır. Peklik, gaz, hazımsızlık ve çarpıntı gibi rahatsızlıklarda kullanılabilir. Bu olumlu etkilerine rağmen, yine de dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Çünkü aşırısı ishale neden olabilir. Bunlardan ayrı olarak, sarı rengin, enerjilerin tüm çakralara yaygınlaştırılmasına (dağıtılmasına) yardım edici gibi olumlu bir etkisi daha vardır.
Yeşil, şifa ve armoni rengi olmasından dolayı, yeşil renk doğal bir toniktir. Yeşil, gerilimi azaltır ve hipofiz bezini uyarir. Sert olmayan yeşil ışık baş ağrılarına iyi gelir. Kadim zamanlardan beri yeşil renk verimlilik rengi olarak bilinmektedir.
Mavi, rengin antiseptik ve dokuları, damarları büzücü etkileri vardır. Serinlik veren etkisinden dolayı, renklerle şifa çalışmalarında hastaya huzur verme de ve sakinleştirmede kullanılmaktadır. Mavi aynı zamanda gırtlak çakrasının rengi olduğu için soğuk algınlıklarında, ses kısıklıklarında ve guatrda kullanılır. Ayrıca; romatizma, kesikler, yanıklar için de önerilmektedir.
Lacivet, bu rengin "serinletici" etkisi vardır. Fiziksel, duygusal ye ruhsal sorunlarda etkilidir. Kanamayı azaltır ve genellikle de kulak, göz ve burun rahatsızlıklarında şifacılar tarafından baş vurulan bir renktir.
Mor, en üst düzeylerde iş görür, stresli durumlarda etkilidir. Akıl rahatsızlıklarında, gözlerle ilgili sorunlarda ve uykusuzlukta yarar sağladığı görülmüştür.
Renklerin etkileri konusunda verdiğimiz bu özet bilgilerin yanı sıra şunları da eklemek te yarar görüyoruz: Renkler kadar, kişinin pozitif durumu da önemlidir. Bildiğiniz gibi, kişinin içinde buiunduğu psikolojik durum hemen aurasına yansır. Durum böyle olduğuna göre, olumlu düşüncelerin ve pozitif hissiyatın aura ve sağlık üzerindeki etkisi elbetteki yapıcı yönde olacaktır. Negatif düşünce ve hissiyatlar ise tam ters yönde aurayı ve sağlığı etkileyeceği aşikardır.
Aurada görülen renklerin anlamları
*Kırmızı: Güç, Canlılık
*Sarı: Güven, Mantık, Liderlik
*Yeşil: Sempati, Denge, Uyum
*Mavi: İletişim, Duyarlılık
*Lacivert: Sezgi, Zihin
*Mor: Saygınlık, Maneviyat
*Pembe: Şefkat, Yardım
*Açık Pembe: Evrensel sevgi
*Kahverengi: Maddiyat, Beden
*Gri: Durgunluk, Korku, Karamsarlık
*Siyah: Gizem,Karanlık,negatif
*Beyaz: Kişisel bütünlük, Mükemmel
Auranızı Temizleyin
Tuz (kaya tuzu veya himayala tuzu), yeni aydan 1 gece önce, yatmadan önce duş alınacak sonra varsa küvet yoksa bir tasta tuz eritelecek Bu suyun içerisinde 10 dk yatılacak veya üzerinize dökülecek daha sonra yıkanmadan kurulanıp yatılacak ve sabah duş alınacak.
Niyet: Çok önemli şu anadan itibaren şifalı tuzumu benliğimi bedenimi ve tüm auramı negatif enerjilerden arındırmak için kullanıyorum ve niyet ediyorum tüm olumsuz enerjiden arınıyorum..
Melih Eriş