• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
    • Giza Piramitleri
    • Mısır
    • Machupicchu
    • Peru
    • Perito Moreno Buzulu - Patagonya
    • Arjantin
    • Taman Negara
    • Malezya
    • Amazonlar
    • Güney Amerika
    • Kukulkan Piramidi
    • Meksika
    • Java Adası
    • Endonezya
    • Mui Ne
    • Vietnam
    • Annapurna Ana Kamp
    • Himalayalar, Nepal
    • Ha Long Bay
    • Vietnam
    • Uyuni Tuz Çölü
    • Bolivya
    • Batu Cave
    • Malezya
    • Boracay
    • Filipinler Boracay
    • Sky Mirror
    • Malezya



İnsan kısa sürede neleri keşfedebilir? Yol aldıkça kendini, kültürünü, unuttuklarını,

belki de sadece
keşfetmenin hazzını...


Eğer kendini arıyorsan yönünü dağlara çevir, dağlarda gözlerini kapat, kulaklarınla
gör. Ağaçların fısıltılarını, böceklerin seslerini dinle. Binlerce yıllık uygarlıkların izini sür.
Keşif yolculuğu için yoldan çıkmaya hazır ol!
 Melih Eriş

.................................................
GEZİ YAZILARIM
MELİH ERİŞ REHBERLİĞİNDE GEZİLER
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam117
Toplam Ziyaret377459

BURSA MERKEZ 2

Tarihin Yıpratmak İstemediği Kent BURSA - 2


İlk günün etkisi hala üzerimde ve bugünün heyacanı ile tekrar Bursa sokaklarına dalıyorum. İlk durağım şehrin kültürünü derinlemesine öğrenebileceğim Arkeoloji Müzesi oluyor.

Bursa Arkeoloji Müzesi, Atatürk Köşk’ünün hemen karşısında bulunan Kültürpark'a doğru yürümeye başlıyorum. Yemyeşil bir dokusuyla insanı sarmalayan bir park. Kısa bir yürüyüş sonrası Kültürpark içinde bulunan Arkeoloji müzesine geliyorum. Müzenin kapısından içeri girer girmez aynı şehirlilik bilinci ile karşılanıyorum. Müze görevlisi görevinin bilinciyle bana yardımcı olmaya başlıyor ve sonrasında dört ana salon ve bir de açık alanda sergilenen antik çağ, Roma ve Bizans dönemine ait antik ve tarihi eserleri geziyorum. Oldukça temiz ve bakımlı bir müze. 

Bursa Arkeoloji Müzesi 1972 yılından bu yana bu binada hizmet vermektedir. Modern müzecilik anlayışı ile dizayn edilmiş müzede Neolitik dönem kalıntıları, Roma devrine ait heykel ve para koleksiyonları, Bizans döneminden kalma eserler ve Bursa ve çevresinden getirilen antik değer içeren bir çok buluntular sergilenmektedir. Dördüncü salonda etkileyici bir şekilde yer alan Üçpınar köyünde bulunan M.Ö 6.yy'a tarihlenen Tümülüsün 1/1 ölçülerinde benzeri ve tümülüsün içinden çıkarılan at arabasının onarılarak yapılan sergisi görülmeye değerdir. 

Müzeden çıkıyorum ve Kültürpark içinde biraz dolaştıktan sonra aracımı alıp Bursa’nın diğer güzelliklerini görmek için şehir merkezine doğru ilerlerken Çekirge semtinde bulunan Murat Hüdavendigar Cami ve Külliye ziyaretimi de yapıyorum. Şehir merkezinde ilk karşılaştığım tablo trafik karmaşası ve aracım için park yeri problemi oluyor. Bir çok katlı otopark olmasına rağmen sadece binek araçların girmesi için yapılmış bu otoparklara aracım yükseklikten dolayı sığmıyor. Sonunda bir açık otopark bularak şehir gezime başlayabiliyorum.

Hanlar – Camiler – Türbeler
Kozahan, ilk ziyaretim Koza Han oluyor. Girişinde bir tabela karşılıyor misafirlerini şöyle diyor: “Kozahan 1491 yılında II. Beyazıt tarafından yaptırılmıştır. Çin’den başlayıp Bursa’da son bulan İpek Yolu'nun son durağı olup yıllardan beridir İpek Ticaret merkezi olarak hizmette kullanılmaktadır”. Kapıdan içeri girdiğimde Hanın iki katlı ve kapılarının önlerinin de revaklı olduğunu fark ediyorum. Üst katta 50, alt katta ise 45 oda yer alıyor. Üst kattaki odaların tamamında şimdilerde ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlar yer almaktadır. Alt kattakilerde de turizm ofisleri, çay ocakları ve kahve işletmeleri yer almaktadır. İç avluda insanların dinlenebileceği kafeterya ve çay bahçesi işletmeleri yer almaktadır. Ben birinde oturup Türk kahvesi eşliğinde etrafı gözlemliyorum. Bir de avlunun tam ortasında kubbeli bir mescit yer almaktadır.

Ulu Cami, Kozahan’dan çıktıktan sonra tüm heybetiyle karşıma çıkıyor. Oldukça kalabalık ziyaretçisi çok fazla, merkezi olması açısından da kalabalık olduğunu düşünüyorum. Kapı girişlerinde tadilatlar var. Kadınlar için giriş çıkış saatleri ve ziyaret günlerini belirten levha dikkatimi çekiyor.

Bursa'nın en heybetli ve en çok cemaat alan camisi. Sultan Yıldırım Bayezıd, Niğbolu savaşını kazandıktan sonra 1398-1400 yıllarında inşa ettirmiş. Cami kalın duvarlara örülmüş. Caminin inşa edileceği yerdeki yapıların istimlakı sırasında bir kadın evini satmak istemeyince zorla alınmış. Gönül rızası olmadan alınan yerde namaz kılınmaz gerekçesiyle evin yerine gelen kısımda şadırvan yaptırıldığı rivayet edilmektedir. Komik ama gerçek!!

Ulu Cami ziyaretimden sonra arka sokaklara dalarak eski Hanların bugünlerde kapalı çarşı olarak kullanılmasına tanık oluyorum. Kendimi Osmanlı zamanı sokaklarında gibi hissediyorum. Sanki tarihe yolcuğa çıkmış gibi oluyor insan. Hanlar zamanla yıpranmalarından dolayı tadil edilerek bugün alışveriş ve dinlenme merkezleri olarak hizmet vermektedir. Gezdiğim hanlar arasında, Emir Han, Aynalı Çarşı, Eski Bakırcılar Çarşısı, Gümüşçüler Çarşısı, Fidan Han, İvazpaşa Kapalı Çarşısı (Geyve Han), İpek Han, Pirinç Han (Pirinç Hanın bahçesindeki avluda dinlenebilir, çay ve kahvenizi içebilirsiniz, otantik bir ortam hazırlanmış). 

Bursa tarihi anlamda tam bir hanlar, medreseler, camiler, türbeler şehri. Hepsini gezmek benim için mümkün olmuyor ama yine de önemli olanlardan birkaç tanesini ziyaret etmeden de gitmiyorum.

Orhangazi – Osmangazi Türbeleri ve Saat Kulesi
Rotayı Tophane’ye doğru çeviriyorum. Bugünkü Tophane parkının girişin solunda Osmangazi Türbesi, sağında ise Orhangazi Türbeleri yer almaktadır.
Osmangazi ölmeden önce oğlu Orhangazi’ye şöyle seslenir “Oğul, ben öldüğüm vakit beni Bursa’da sol gümüşlü kubbenin altına koyasın” demiştir. Bursa fethedildikten sonra bu istek yerine getirilmiş ve Osmangazi buraya gömülmüştür. Her iki yapıda zamanla çok hasar görmüşler ve tadil edilerek bugünkü hallerinde ziyaretçileri ağırlamaktadır.
 
Tophane parkına kadar gelmişken tarihi saat kulesini de görmeden gitmiyorum. Tophane parkının göbeğinde yer alan kule 1906 yılında yapılmış. Bulunduğu yerden panoramik Bursa manzarasının görünmesi nedeni ile bir ara yangın kulesi olarak da işlev görmüş. Yüksekliği 25m ve 6 katlı olan saat kulesinin üzerinde bulunan tarihi saatler çalışmamaktadır. Gezdiğim şehirlerde görmüş olduğum saat kulelerinin hiç birinde saatler çalışmamaktadır. Neden acaba?

Yeşil Türbe, kentin doğusuna doğru, trafik karmaşasında yol bularak Yeşil semtine varmaya çalışıyorum. Yeşil semti Bursa’ya tepeden bakan Yeşil Tepe adı verilen bir mevkide yer alıyor. Türbeye yeşile bakan çinilerle kaplı olmasından dolayı Yeşil Türbe ismi halk tarafından verilmiştir. Bu türbe renkli işleme sanatının en güzel örneklerinden birini sergilemektedir. 

Büyülenmemek elde değil, günümüze ulaşan en renkli mihraba sahip Yeşil Türbe'nin hemen yanı başında Bursa manzaralı kahvelerden birine oturup, tavşan kanı çayı yudumlarken Bursa’da gezilmesi gereken bir çok tarihi ve dokunaklı mekanın daha yer aldığını broşürümden okuyorum. Bunlar arasında, Yıldırım Beyazıt Cami ve Türbesi, II. Murad, Cem Sultan, Şehzade Ahmet Türbeleri, Bursa Kalesi, Irgandi Köprüsü vb. Bunlardan bana ilginç gelen ve son durağım olacak olan Irgandi Köprüsü'ne gidiyorum.

Irgandi Köprüsü, Osmanlıların tek arasta köprüsü olan bu taş köprü, II. Murad zamanında, yaptırıldığı sanılmaktadır. 1640 yılında Bursa’ya gelen Evliya Çelebi Seyahatname’sinde, köprünün üzerinde dükkanların bulunduğu belirtilmekte ve bunlardan kuzeydoğu ucundakilerden birinin mescide ayrıldığı, köprüyü taşıyan tek kemerin iki yanında ahır ve depoların bulunduğu belirtmektedir. Ayrıca köprü çarşısının iki ucunun büyük demir kapılarla geceleri kapandığı yazmaktadır. Heyecan verici bir köprü üzerinde yürümek ve hatta bir zamanlar yerinde olmadığını düşünmek!..18.yy'daki bir sel baskınında kısmen yıkılmış, 1855 depreminde yıkılan köprü üzerindeki çarşı, 19. yüzyılın ikinci yarısında irili ufaklı ahşap dükkanların yan yana dizildiği üstü açık bir çarşı haline gelmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında, 1922'de, işgal kuvvetleri Bursa'yı terk ederken dinamitlenerek yıkılan Irgandi köprüsü, 1949'da dükkansız bir şekilde betonarme olarak onarılmıştır. Köprünün restorasyonu 1988 yılında başlamış ve köprünün rekontsrüksiyonu 2004 yılında tamamlanmıştır.

Bursa ile ilgili gözlemlerimi de bir bir hafızama kaydediyorum. Görülmesi değer bir şehir olduğunu düşünüyorum. Hava artık akşam saatlerini göstermeye başladığı için nerede kalacağımı da düşünmeye başlamıştım. Bursa içinde kalmayı düşünmüyordum. Çok uzaklara gitmeyi de. Çünkü daha Bursa’yı gezmeye doyamamıştım. Biliyordum ilçeleri de birbirinden güzellerdi ve tarih kokuyorlardı. Birden aklıma Mudanya geldi. Yıllardır hep tabelasına bakar geçerdim fakat 20 km'lik bu yola hiç girmemiştim. Evet bu akşamki rotam Bursa’nın iskelesi Mudanya.

Bursa gezim devam edecek.

Hepiniz sevgiyle kalın
Melih Eriş



MELİH ERİŞ GEZİLERİ



MELİH ERİŞ VINTAGE




GEZGİNİN SEYİR DEFTERİ
GRUBUMUZ





FACEBOOK SAYFAMIZ


TÜRK MÜHRÜ PROJEMİZ

 

Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.778434.9178
Euro36.529236.6756
Site Haritası