ATATÜRK'ÜN İZİNDEYİZ
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
"Bugün bütün ülkeler dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını bugünden kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya - Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bazı dostlarımızın idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür. İnanç bir köprüdür. Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (dış Türklerin) bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli..."
TÜRK ÇOCUKLARI ECDADINI TANIDIKÇA,
ONA SAHİP ÇIKTIKÇA YİNE ÇOK BÜYÜK İŞLER YAPACAKTIR.
MEDENİYET UFKUNDA YENİ BİR GÜNEŞ GİBİ PARLAYACAK ve
TARİH SAYFALARINA YİNE TÜRK ADI İLE YAZACAKTIR."
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
(1881 - ∞)
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1881'de Selanik'te, Ahmet Subaşı Mahallesi'ndeki pembe boyalı, ahşap bir evde doğdu. Selanik o tarihte Osmanlı İmparatorluğu içinde bulunuyordu. Mustafa Kemal'in Makbule adında bir kızkardeşi vardı. Babasının adı Ali Rıza, annesi Zübeyde Hanım'dır.
Mustafa Kemal 1886'da ilkokula başladı ve başarıyla bitirdikten sonra 1893 yılında Selanik Askeri Rüştiyesi'nde (ortaokuluna) devam etti. Mustafa Kemal askeri ortaokulu 1896'da bitirdikten sonra Manastır Askeri Lisesi'ne yazıldı. Bu okulda Fransızca dersleri aldı. 1899'da Askeri liseyi bitirip İstanbul Harp Okulu'na yazıldı. Bu dönemde Osmanlı yönetimini inceledi, durumun iyiye gitmediğini anlayan Mustafa Kemal okulda el yazması bir gazete çıkarmaya başladı. Bu eylemin amacı yeni, çağdaş, özgürlük fikrini yaymak ve memleketin durumunu herkese bildirmekti. Yalnız bu eylem uzun sürmedi ve gazete yasaklandı.
1902'de teğmen olan Mustafa Kemal, İstanbul Harp Akademisi'ne yazıldı. 11 Ocak 1905'te İstanbul Harp Akademisi'ni bitirerek yüzbaşı rütbesi ile 7. Ordu emrine atandı. 20 Haziran 1907'de Selanik'te bulunan 3. Ordu'da görevlendirildi. 13 Nisan 1909'da İstanbul'da meydana gelen, İkinci Meşrutiyet'e karşı 31 Mart İsyanı'nı bastıran "Hareket Ordusu"nun Kurmay Başkanı olarak İstanbul'a geldi. 1910'da Fransa'ya gönderildi ve askeri manevralarda bulundu. Daha sonra Trablusgarp'a gönüllü gitti ve İtalyan kuvvetlerini bozguna uğrattı. Mustafa Kemal, İstanbul'a döndükten sonra 3 Kasım 1913'te Sofya'ya askeri ateşe olarak atandı ve 1 Mart 1914'te yarbaylığa yükseldi.
Osmanlı Devleti 1914'te I. Dünya Savaşı'na girdi. Mustafa Kemal'in görev istemesi üzerine 2 şubat 1915'te Tekirdağ'daki 19.Tümen Komutanlığına tayin edildi. Çanakkale Harpleri'ne katılan Mustafa Kemal, Anafartalar'da İngilizlerin ve Fransızların ilerlemesini önledi. "Anafartalar kahramanı" olarak Anafartalar Grubu Komutanlığı'na atandı. Arıburnu'nda ve Conkbayırı'nda düşmanı bozguna uğratan Mustafa Kemal düşman birliklerinin Boğaz'dan İstanbul'a geçmesini önledi. Mustafa Kemal bir süre sonra Diyarbakır Kolordu Komutanlığı'na atandı ve 19 Mart 1916'da general oldu. Doğu'da Ruslara karşı büyük zaferler kazanan Mustafa Kemal, Bitlis ve Muş'u geri aldı. 16 Mart 1917'de 2. Ordu ve kısa bir zaman sonra da 7. Ordu Komutanlığı'na atandı. Yıldırım Orduları Komutanı Mareşal von Falkenhayn ile ordunun düzeni konusunda anlaşamayınca 7 Ekim 1917 tarihinde bu görevinden ayrıldı ve İstanbul'a döndü. Karargahta görev verilen Mustafa Kemal 15 Aralık 1917 tarihinde Veliaht Vahdettin'in Almanya gezisine katıldı.
4 Ocak 1918 tarihinde seyahatten dönen Mustafa Kemal, 7. Ordu'daki görevine başladı. Fakat orada böbreklerinden rahatsızlandı ve tedavi olmak üzere Viyana'ya gitti. 2 Ağustos 1918 tarihinde Viyana'dan İstanbul'a döndü ve bu arada padişah olan şehzade Vahdettin'le memleket sorunlarını bir kere daha görüştü. Mustafa Kemal bu görüşmeden sonra kararını verdi: 28 Ağustos 1918 tarihinde Halep'e giden Mustafa Kemal 7. Ordu Komutanı olarak görevine başladı. 19 Eylül 1918 günü İngilizler ve Arap birliklerine kahramanca karşı koydu. Daha sonra "Yıldırım Orduları Komutanlığı" görevini, Mareşal Liman von Sanders'ten devraldı. Yıldırım Orduları Grup karargahı 7 Kasım 1918 tarihinde kaldırıldı ve Mustafa Kemal, İstanbul'a döndü. 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu yenik sayılınca 19 Mayıs 1919 günü Padişah tarafından, 9.Ordu Müfettişliği, yani "Türklerin Rumlara yaptığı baskıyı yerinde incelemek ve önlemek" görevi ile Samsun'a çıktı. Mustafa Kemal, Samsun'a çıktığı zaman, kafasında kuracağı devletin temellerini atmıştı. Modern çağdaş bir devlet kuracaktı. Kurdu da... Erzurum ve Sivas kongrelerinde başkan seçildi ve 27 Aralık 1919'da Ankara'ya geldi.
23 Nisan 1920'de Ankara'da "Büyük Millet Meclisi"ni açtı ve ertesi gün başkanlığa seçildi.
Artık "Ankara'da bütün Türklerin temsilcisi bir Meclis ve onun başında da vatansever ve eşsiz bir devlet adamı vardı: MUSTAFA KEMAL".
23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Muharebesi savaş alanında Mustafa Kemal ordusunun başında milletine şöyle diyordu: "Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile sulanmadıkça terk olunamaz. Üç buçuk sene süren Kurtuluş savaşı ile vatanımızı işgalcilerden kurtarıp 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması ile yeni Türk Devleti'nin meşruluğunu kabul ettirdi. Bu arada Padişah Vahdettin, gizlice bir İngiliz gemisine binerek 17 Kasım 1922 günü İstanbul'u terk etti. 29 Ekim 1923 günü büyük şenliklerle Cumhuriyet ilan edildi ve Gazi Mustafa Kemal ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Kurulan Cumhuriyet hükümeti, devlet idaresinde, hukukta, kültürde, ekonomide ve benzeri her konuda süratle devrimlerini yapmaya başladı. Saltanatın kaldırılmasından sonra, 3 Mart 1924 tarihinde Hilafet tarihe karıştı. Mustafa Kemal 53 yaşındayken, 24 Kasım 1934 tarihinde TBMM "Türk Milleti adına", kendisine "ATATÜRK" soyadını verdi.
Kısacık ömrünü zaferlerle süsleyen, milletini bağımsızlığına kavuşturarak yepyeni bir devlet kuran, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, 10 Kasım 1938 perşembe günü, saat 9.05'te İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini kapadı. Atatürk ölmedi, sadece dünya gezegenini ziyaret etti...
Bize bıraktığı bu mirasa biz sahip çıkıyoruz...
Yorumlar -
Yorum Yaz